DOĞAL ÇEVREYİ KULLANMA BİÇİMLERİ

İnsanlar, gereksinimlerini karşılayabilmek için çeşitli etkinliklerde bulunur. Bu etkinlikler sonucunda yaşadıkları çevrede bazı değişiklikler yapabilirler. Bazı yerlerde ve durumlarda ise insan, doğa koşullarını zorlamakta ve doğal engelleri aşabilmektedir.

Tarım ve Hayvancılık

İnsanoğlunun beslenme ve gıda ihtiyacı doğal çevre ile yakından ilişkilidir. İnsanlar bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla, tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yürütürler. Bu faaliyetleri yaparken, daha fazla verim alabilmek veya yeni tarım alanları kazanabilmek amacıyla, doğal çevreye müdahale ederler. Sulak alanları kurutarak tarım alanlarına dönüştürürler. Kurak alanlara su götürerek veya barajlar kurarak, buralarda verimi artırıcı faaliyetlerde bulunurlar. Hayvancılık faaliyetleri yapabilmek amacıyla, ormanları tahrip ederek buraları çayır ve mera alanlarına dönüştürürler.

Tarım faaliyetleri doğal çevreye göre değişir. Orta kuşakta şeker pancarı yetiştirilirken, sıcaklık ve yağışın fazla olduğu tropikal kuşakta şeker kamışı tarımı yapılmaktadır. Nemli ve yağışlı iklim bölgelerinde, gür otlakların oluşmasına bağlı olarak büyükbaş hayvancılık gelişmiştir. Buna karşılık, karasal iklim gibi yağışın az ve bitki örtüsünün zayıf olduğu bölgelerde küçükbaş hayvancılık daha yaygındır.

  • İsrail’de çok küçük toprak parçalarında ve yapay üretilen topraklarda, her türlü teknolojik olanaklar kullanılarak ziraat yapılabilmektedir. Toprak, su ve iklim koşullarının son derece sınırlı olduğu İsrail, kültür bitkileri tohumu üretiminde Dünya’da sayılı ülkeler arasındadır.
  • Hollanda denizden toprak kazanarak, polder adını verdikleri arazilerde tarımsal faaliyetleri yürütmekte ve buralarda hayvancılık faaliyetleri yapmaktadır. Bu sayede, Dünya’nın en önemli gıda üreticisi ülkesi durumuna gelmiştir.

Kaliforniya’da Central Valley Projesi

ABD’de önceleri geniş bir çöl alanı olan bölge, barajlar ve kanallarla sulanmaya başlamıştır. Verimli tarım alanları ve otlaklara dönüştürülen alanda yoğun tarım ve hayvancılık faaliyetlerine geçilmiştir. Böylece ekonomi canlanmış, şehirleşme artmıştır.

Güneydoğu Anadolu Projesi [GAP]

Türkiye’nin güneydoğusunu kapsayan bölge, yarı kurak bir iklime sahip olduğundan tarımsal amaçlı fazla kullanılamıyordu. Bölgede barajların kurulmasıyla birlikte hem elektrik üretimi arttı, hem de sulanan alanlar arttı. Bu durum beraberinde ekonominin canlanmasını sağladı. Tarımsal üretimin artması, beraberinde tarıma dayalı sanayinin gelişmesine neden oldu.

Ulaşım

Bir ülkenin ekonomik olarak gelişmesinde ulaşımın önemi büyüktür. Sanayi, ticaret, turizm vb. ulaşıma bağlı olarak gelişme gösteren faaliyetlerdir. İnsanoğlu ulaşımı geliştirmek için yer şekillerinin dağlık olduğu bölgelerde köprüler, tüneller yapmışlar, kıyı bölgelere limanlar inşa etmişlerdir.

Kara ve demir yolları, genellikle eğimin az olduğu yerlerden geçirilir. Zorunluluk halinde bir vadiyi karşıdan karşıya geçebilmek için viyadükler yapılmakta veya Japonya’da olduğu gibi birçok ada, kilometrelerce uzunluktaki asma köprülerle birbirine bağlanmaktadır. Böyle durumlarda insan, sahip olduğu teknoloji sayesinde doğanın zorluklarının üstesinden gelebilmektedir. Alp Dağları’nın dik yamaçlarında bütün zorluklara rağmen, ulaşımı sağlayabilmek amacıyla yer yer uzun tünellerden geçen, adeta yılan gibi kıvrılan kaliteli kara yolları yapılmıştır.

Son yıllarda ülkemizde, art arda yapılan yatırımlarla ulaşım faaliyetleri geliştirilmeye çalışılmaktadır. Marmaray Projesi, Avrasya Tüneli, İstanbul Boğazı’na yapılan üçüncü boğaz köprüsü (Yavuz Sultan Selim Köprüsü), Ordu – Giresun Havalimanı, Karadeniz Sahil Yolu, Avrasya Tüneli bunlardan
sadece birkaçıdır.

İki Kıtayı Birleştiren İlk Deniz Tüneli: Marmaray

Dünya’daki en önemli ulaşım projelerinden biri olan Marmaray Projesi, İstanbul’un kentsel yaşantısını sağlıklı sürdürebilmesi, kentin doğal tarihi özelliklerinin korunabilmesi için elektrik enerjisini kullanan, çevreyi kirletmeyen bir projedir. Marmaray, İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarındaki
demir yolu hatlarını, İstanbul Boğazı’nın altından geçen bir tüp tünelle birleştiren yaklaşık 76 km’lik bir demir yoludur. Proje tamamlandığında, Halkalı ile Gebze arasında çalışması planlanmaktadır.

Proje sayesinde, İstanbulluların trafikte geçirdikleri süre kısalmıştır. Motorlu araçların trafikteki kullanımı azaldığı için hava kirliliği ve trafik sıkışıklığı da nispeten azalmıştır. Elektrik enerjisi kullanılması ise hava kirliliğini azaltmaktadır.

Asya ve Avrupa kıtalarını boğazın altından birbirine bağlayan Avrasya Tüneli, sadece otomobil ve minibüsler tarafından kullanılan Dünya’nın en derin tünellerinden biridir. Projenin 5,4 km’lik kısmı deniz tabanı altına özel bir teknolojiyle inşa edilen iki katlı tünelden oluşmaktadır. Tünelin en derin bölümü deniz seviyesinin 106 metre aşağısındadır. İstanbul Kazlıçeşme – Göztepe güzergahında hizmet vermektedir.

Karadeniz Sahil Yolu

Denize dolgu yöntemiyle yapılan ve yer seçimi büyük tartışmaya yol açan yol, Karadeniz kıyısındaki yerleşim birimlerini birbirine bağlamaktadır. Kimilerinin, bölgenin gelişimine ve ulaşımına büyük bir rahatlık kazandıracağı gerekçesiyle onay verdiği, kimilerinin de Karadeniz’in doğasına büyük zararlar vereceği için karşı çıktığı sahil otoyolu, 2007 yılından itibaren ulaşıma açıktır. Otoyol zaman zaman sellere neden olabilmekte, zaman zaman da Karadeniz’in azgın dalgalarına yenik düşebilmektedir

Ordu – Giresun Hava Limanı

Yapımına 2011 yılında başlanan ve Ordu’nun Gülyalı ilçesinde deniz Üzerine taş dolguyla inşa edilen Dünya’nın üçüncü, Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk havalimanı olan Ordu – Giresun Havalimanı hizmete açıldı. Türkiye’nin, deniz üzerine kurulan ilk havalimanı projesi olan Ordu – Giresun Havalimanı, iki şehrin hava yolu ulaşımını önemli ölçüde rahatlatmıştır.

Enerji Kaynakları ve Madencilik

İnsanlar, doğadan enerji üretmek amacıyla değişik biçimlerde yararlanır. Bu yararlanmaların başında, akarsuların üzerine barajlar kurularak hidroelektrik üretilmesi, kömür ve petrolden yararlanılarak termik enerji elde edilmesi gelir. Özellikle barajların yapılması büyük bir alanın su altında kalmasına, kömür ve petrolden enerji elde edilmesi ise çevre sorunları ve kirliliğe yol açmaktadır. Rüzgardan, Güneşten, gelgitten vb. diğer kaynaklardan da yararlanılarak enerji elde edilebilmektedir.

Sanayi faaliyetlerinde ham madde olarak kullanılan ürünlerin büyük bir kısmı yer altından çıkarılmaktadır. Madencilik faaliyetleri esnasında gerekli tedbirler alınmadığı veya teknoloji uygun şekilde kullanılmadığı taktirde çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

Madencilik faaliyetleri, ne kadar önlem alınırsa alınsın doğal çevrede değişiklik meydana getirmektedir. İleri teknolojilerle bu değişiklikler asgari düzeye indirilebilir.

Turizm

İnsanlar doğadan turizm amaçlı olarak değişik şekillerde yararlanmaktadır. Otellerin yapılması, millî parkların oluşturulması, yeni yeşil alanların oluşturulması bu aşamada değerlendirilebilir. Bu türlü faaliyetleri yaparken doğada değişiklikler yapabilmektedir. Bunların bir kısmı olumlu olarak katkı sağlarken, bir kısmı da çeşitli olumsuzlukları beraberinde getirmektedir

Palmiye Adaları [Dubai]

Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Dubai kıyılarına 5 – 7 km uzaklıkta inşa edilen ve toplam 1060 küçük evden oluşan Palmiye Adası, kazıklar üzerine kurulmuştur. Adanın inşası ile Dubai’nin önemli bir turizm merkezi olması beklenmektedir. Yapılan çalışmalar sonucu adaya 12 bin palmiye ağacı dikilmiştir. Oluşan dev palmiye görüntüsü uzaydan da görülecek şekilde tasarlanmıştır.

Rekreasyon

Hollanda, Japonya, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde görmeye alışık olduğumuz denizden toprak kazanma durumu bu defa ülkemizde gerçekleştirilmiştir. Deniz doldurularak yeşil alanlar, eğlence ve dinlenme alanları, spor alanları oluşturulmuş, doğaya tahribat minimum seviyede tutulmuştur.

Orhangazi Şehir Parkı

Sahil yolunda denize dolgu yapılarak inşa edilmiştir. Dünya’nın en büyük şehir parkı olarak düşünülen parkın büyük kısmı tamamlanmıştır. Parkta istediğiniz her şeyi bulmanız mümkündür. Futbol, basketbol, voleybol sahaları, uluslararası tenis karşılaşmalarının yapılacağı bir sahanın da bulunduğu 5 adet tenis kortu, Türkiye’nin en büyük kaykay ve akrobatik bisiklet platformları, bisiklet parkurları, yürüyüş parkurları, yüzme ve fitness kulübü, yelken sporlarının yapılacağı bir merkez, çocuk oyun alanları, helikopter pistleri, uzaktan kumandalı araçların kullanılacağı pistler ve lokantalar bulunmaktadır. Çevre düzenlemesi büyük ölçüde tamamlanan parka, şu ana kadar 20 bin ağaç dikildiği belirtilmektedir.

Yerleşim Alanı

İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek için, doğal koşulların elverişli olduğu alanları tercih etmektedirler. Ancak son yıllarda çöllere, kutuplara yakın bölgelere veya dağlık alanlara yerleşim bölgeleri kurabilmektedirler. Buralara yerleşim bölgeleri kurmalarında yer altı kaynakları, savunma, araştırma yapma, turizm vb. nedenler rol oynamaktadır. Tabii ki bu bölgelerde yerleşim alanları oluşturabilmek için, doğal çevrede çeşitli değişiklikler yapmak gerekmektedir. Bazı bölgelerde ise tarıma ayrılan alanlar, zaman içerisinde yerleşim bölgelerine dönüşebilmektedir. Özellikle yoğun göç alan bölgelerde tarım arazileri, yeşil alanlar zamanla gecekondu bölgelerine
dönüşebilmektedir.


Bilgi: İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla doğal çevreden sürekli yararlanmaktadır. İnsanların gereksinimleri, birbirinden farklı ekonomik faaliyetin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ekonomik faaliyetler doğal çevrede yürütüldüğü için, doğal çevre zaman içinde büyük değişikliklere uğramaktadır. Eğer bu değişiklikler planlı, programlı bir şekilde yapılmazsa, doğal çevrenin yapısı bozularak bazı çevre sorunları ortaya çıkar. Çevre sorunlarının ortaya çıkmaması için, insanların doğal çevreyi bilinçli ve planlı bir şekilde kullanması gerekir.

Bilgi: Farklı ihtiyaçlarını çeşitli biçimlerde doğal çevreden karşılayan insan, bulunduğu doğal çevrenin bir parçasıdır. İnsan ve doğa karşılıklı etkileşim halindedir. ihtiyaçlarını karşılamada doğal çevreyi etkileyen insanoğlu, doğada bazı değişiklikler yapar. Doğal çevre, birçok faaliyette de belirleyici olmakta ve insanı etkilemektedir. İnsana ait bazı faaliyetler, doğal çevrede çeşitli sorunlara yol açmakta ve doğal dengenin bozulmasına neden olmaktadır.

İnsanlar doğal çevreden yararlanırken teknik olanakların artması, doğanın aşırı kullanımı ve doğaya hakim olma gibi nedenlerden dolayı çevreye zarar vermiştir. Bu zarar önceleri daha az iken, sanayileşmeyle birlikte daha fazla olmuştur. Doğal kaynakların aşırı ve bilinçsiz kullanımı sonucunda
erozyonun artması, toprak, hava ve su kirlenmesi, katı atık, gürültü(ses) ve görüntü(ışık) kirlilikleri, ormanların tahribi ve yeşil alanların azalması, deniz ve kıyı kirlenmesi, nükleer kirlilik, küresel ısınma ve ozon tabakasının incelmesi, asit yağmurları gibi çok sayıda çevre sorunu yaşanmaya başlamıştır. Bu sorunları önleme adına yapılan bazı çalışmalar başka sorunlara yol açtığından, sorunları oluşturan nedenlerin ortadan kaldırılması düşüncesi ön plana çıkmıştır.

BU SİTE İLE KURULMUŞTUR